fbpx
Erkeklerde Saç Kaybı Neden Olur?

Erkeklerde Saç Kaybı Neden Olur?

12.05.2017

Her erkeğin saçının bir miktar incelmesi veya ön saç çizgisinin iki yandan derinleşmesi son derece normaldir. Özellikle ergenlik sonrası derinleşen yan ön çizgiler, seksüel gelişimin bir parçası olarak kabul edilir. Erkeklerde saç kaybı, genetik olarak şekillendiğinde bir hastalık belirtisi değildir, çoğu zaman erkeğin olgunlaşma sürecinin bir parçasıdır; “yaşlanma” kadar doğal bir gerileme sürecidir.
Erkeklerde saç kaybı vakalarının %90’u genetik olarak tanımlanmaktadır.

“ERKEKLERDE SAÇ KAYBI”NIN 3 TEMEL SEBEBİ VARDIR:

  1. Genetik Yatkınlık
  2. Erkeklik Hormonunun Varlığı
  3. Saç kılıfındaki reseptörlerin “Erkeklik Hormonu Dhiydro-Testosterona” olan duyarlılığı

İlk ikisi yok edilebilir değildir; ancak DHT oluşumunu sınırlayan uygulamalar ile saç kaybı azaltılabilir, kontrol edilebilir ve saç kaybı süreci geciktirilebilir.

Erkeklerde saç kaybı genleri kişiye dede, baba, büyük baba, amca, dayı gibi bir nesil önceden veya birkaç nesil önceden aktarılabilmektedir. Genetik yatkınlık sebebiyle kişi daha doğuştan, saç kaybı genleri ve kayıp yaşının belirlendiği genetik bir program ile doğmaktadır. Ağırlıklı olarak ergenlik sonrası Testosteron üretiminin arttığı dönemde aktif hale gelen genetik programın etkisi ile 16-30 yaş arası bir dönemde saç kayıpları görülmektedir.

Erkek tipi saç dökülmesinde, yan ve arka bölümdeki saçlar korunurken, genetik alıcıların yoğunlaştığı tepe ve ön saç çizgisinde saç kayıpları görülür. Kayıp yaşayan bölgede bulunan saçların damar ağı ve saç kökü çevresinde genetik olarak saçı zayıflatmaya programlanmış hassas alıcılar bulunur. Genetik program aktif hale geldiğinde, saç kökündeki genetik alıcılar, saçta yıkım hormonu olarak tanımlanan Dihydro-testosteron ‘a (DHT) ne kadar duyarlıysa, kişi o kadar hızlı ve geniş alanda saç kaybeder. Genetik yıkımın olduğu bölgedeki saçlar her dökülme sonrası incelip zayıflayarak küçülür ve bir süre sonra çıkmamaya başlar. DHT hormonu; erkeklik hormonu ile cilt yüzeyinde bulunan 5 Alfa- Redüktaz enziminin birleşmesi ile meydana gelen saçta genetik kaybı yaratan hormondur. Bu hormonun yıkıcı etkisi ile dökülen her saç bir sonraki evrede daha zayıf çıkıp daha kısa yaşar. Bir süre sonra da saç oluşumu sonlanır.

Erkeklerde saç kaybı oranında ve hızında genetik yatkınlığın yanı sıra; sağlık durumu, yaşam kalitesi, sigara ve alkol kullanımı, stres seviyesi, kullanılan ilaçlar ve beslenme şekli gibi faktörler de rol oynayabilir.

Dökülen saç sayısına ve hızına göre, bazı saç kayıplarının altyapısında bir sağlık sorunu yer alabilir. Bu sebeple bazen doktor kontrolünde detaylı sağlık taraması ve kan değerlerinin ölçümü gerekebilir. Bu durumda saç gelişimini sağlamak için kişinin hem medikal yardım alması hem de topikal uygulamalardan destek alması gerekebilir.

Her artan saç dökülmesi her zaman saç kaybı oluşturmaz. Kişilerde saç dökülmesi geçici sebeplere bağlı olabilir; 3-4 ay önce yaşanan yoğun stres (bir yakının kaybı, boşanma, iş kaybı), ateşli ve şiddetli geçen bir sağlık sorunu, ani kilo kaybı, kan kaybı, geçirilen bir ameliyat, narkoz alımı, kullanılan bir ilacın yan etkisi gibi bir sebeple saç dökülmeye başlayabilir. Çoğu zaman bu tip sebeplerle artan saç dökülmesi bir ürün kullanmadan 3 ile 6 ay arasında kendiliğinden dengelenir.

Piyasada “genetik” saç dökülmesine karşı sunulan yüzlerce ürün bulunmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki dökülmeyi durduran, ortadan kaldıran ve saç çıkartan “mucize bir ürün” yoktur. Bugün dünyada saç gelişimi konusunda bilimsel araştırması çok iyi yapılmış ve FDA tarafından onaylanan iki ilaç bulunmaktadır. Bunlardan biri “ finasteride” etken maddeli bir hap diğer ise ve minoxidil etken maddeli topikal bir spreydir. Ancak her iki ürünün de olumlu etkileri yanında kimi kişiler için çok riskli olabilecek yan etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle size en uygun ürünü bulmak için bir uzman yardımı almanız çok önemlidir. Deneme yanılma yolu ile kullanılan pek çok ürün genellikle zaman kaybettirmektedir. Ancak bilinçli şekilde, düzenli ve uzun vadeli ürün kullanımı saçınızı korumanıza veya saç kaybını yavaşlatmanıza yarayacaktır. Doğru bilgi hayat kurtarır!

Ürün kullanımı sonucunda beklentileri doğru belirlemek gerekir. Yoğun saç dökülmesi yaşayan kişilerde ürün kullanımı ile saç dökülmesi azalabilir, saç kaybı yavaşlayabilir. Fazla saçı dökülmediği halde saçı azalan ve zayıflayan kişiler ürün kullanımı ile saçlarını daha hacimli ve güçlü hale getirebilirler. Ancak ürün kullanımı saçta belirgin bir değişim kaydedilmese dahi,saçtaki gerileme hızını azaltılabiliyorsa bu da ürün kullanımını anlamlı kılmaktadır.

ERKEKLERDE SAÇ KAYBI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN TEMEL GERÇEKLER:

  • Dışarıdan hiçbir şekillendirici; jöle, boya, köpük veya aksesuar şapka, örtü vb. erkeklerde saç kaybı yaratmaz. Saç kaybı içeriden kaynaklanır.
  • Saçları kısa kestirmek veya kazıtmak saçların dökülmesini engellemez veya saçın daha güçlü çıkmasını sağlamaz. Saçların gücünü belirleyen saçın deri altındaki kök kısmıdır. Kök kuvvetli ise saç kuvvetli, kök zayıf ise saç zayıftır. Bu nedenle saçın neden döküldüğünü veya neden zayıf çıktığını araştırmak gerekir.
  • Dökülen saçların bulunduğu bölgeden uzun süredir saç alınmıyorsa henüz (!) saçın yeniden oluşturulması mümkün değildir. Ancak zayıf da olsa var olan saçlarınızı korumak ve güçlendirmek için bakım yöntemlerini kullanabilirsiniz.
  • Saç olmayan bölgelere saç kazandırmanın en sağlık ve kesin yolu saç ekimi yaptırmaktır. Ancak ne kadar geniş bir alanda saç kaybettiğiniz ve saç ekimi yaptıracağınız yaşınız saç ekiminin başarısını etkilemektedir.
  • Hiçbir şampuan saç dökülmesini durdurmaz. Şampuan saçta 30 sn. bekletilip durulandığı için saçı iyi temizlemekten başka bir faydası bulunmamaktadır.
  • Saçın kök kısmı saç derisinin altındadır, erkeklerde saç kaybını kontrol etmek için saç derisinde belirli süre kalabilen geçirgen losyonların kullanılması gerekir.
  • Erkek saç derisi kolay yağlanır, -kuru bir cilt yapınız yoksa- erkeklere saçın günlük yıkanması önerilir.
  • Saç daha sık yıkandığı için kayıp yaşamaz, aksine sık yıkanmayan ciltlerde daha fazla kepek, kaşıntı, hassasiyet ve saç kaybı görülmektedir.

Comments are closed here.