Son yıllarda saç dökülmesi, kadın ve erkek fark etmeksizin her yaş grubunda giderek daha yaygın görülmektedir. Estetik kaygıların yanı sıra psikolojik ve sosyal yaşam üzerinde de önemli etkiler yaratabilen bu sorun hakkında doğru bilgilere sahip olmak büyük önem taşır.

Maalesef internette yer alan pek çok bilgi eksik veya yanıltıcıdır. Bu nedenle saç kaybıyla ilgili doğru bilinen yanlışları ve bilimsel gerçekleri paylaşıyoruz.

“Saç dökülmesi sadece genetikten kaynaklanır.”

Yanlış.

Genetik faktörler saç dökülmesinde etkili olsa da tek neden değildir. Aşağıdaki faktörler saç kaybını doğrudan etkileyebilir:

• Vitamin ve mineral eksiklikleri (B12, D vitamini, demir vb.)

• Hormonal dengesizlikler

• Tiroid hastalıkları

• Stres ve travmatik süreçler

• Kronik sindirim sistemi problemleri

• Otoimmün hastalıklar

Doğru teşhis konulmadığı sürece uygulanan tedaviler tek başına yeterli olmaz. Etkili sonuç için bütüncül ve kişiye özel bir yaklaşım gereklidir.

“Saç kaybı sadece saç köklerinin sorunudur.”

Yanlış.

Saç dökülmesi sadece kök yapısıyla ilişkili değildir. Birçok vakada saç derisinin durumu, kök sağlığı üzerinde belirleyici rol oynar.

Etkileyen başlıca faktörler:

• Saç derisinde inflamasyon

• Yağlanma ve kepek problemleri

• Kan dolaşımı bozukluğu

• Mikroorganizma dengesizliği

Bu nedenle detaylı saç ve saç derisi analizi yapılmadan, yalnızca saç telinin görünümüne dayanarak yapılan teşhisler çoğu zaman yetersiz kalmaktadır.

“Evde yapılan bakımlarla saç dökülmesi önlenebilir.”

Yanlış.

Bitkisel yağlar ve ev yapımı maskeler geçici canlılık sağlayabilir; ancak:

• Deri geçirgenlikleri düşüktür.

• Hücresel aktiviteyi yeterince uyaramazlar.

• Tedavi edici etkileri sınırlıdır.

Motivasyon açısından destekolojik fayda sunsalar da tek başına saç dökülmesini durdurmaları beklenemez.

“Sadece iğneli işlemler saç çıkarır.”

Yanlış.

Enjeksiyon yöntemleri etkili olabilir; ancak tek tedavi seçeneği değildir.

Günümüzde nanosome, liposome ve exosome destekli topikal uygulamalar, yüksek derinlikte emilim sağlayarak saç foliküllerine doğrudan etki edebilmektedir.

Bu taşıyıcı sistemler sayesinde:

• Hücresel yenilenme desteklenir.

• Saç köklerinin aktivitesi artar.

• İğnesiz tedavilerle de güçlü sonuçlar elde edilebilir.

“İlaç kullanmak saç dökülmesini tamamen durdurur.”

Kısmen doğrudur.

Altta yatan sağlık sorunlarının tedavisi saç büyümesini olumlu etkileyebilir. Ancak tek başına yeterli değildir.

Saç dökülmesi aynı zamanda:

• Saç derisi inflamasyonu

• Kan dolaşımı yetersizliği

• Sebore ve kepeklenme

gibi sorunlarla da ilişkilidir.

Bu nedenle bütünsel bakım protokolleri ve lokal destekleyici uygulamalar mutlaka tedavi sürecine eklenmelidir.

“Her sağlık profesyoneli saç sorunlarını aynı şekilde yönetir.”

Yanlış.

Saç sağlığı, özel bir uzmanlık alanıdır ve bu alanın adı Trikolojidir.

Trikoloji alanında uzman doktorlar ve lisanslı trikologlar:

• Detaylı saç ve deri analizi yapar.

• Hastaya özel tedavi programı oluşturur.

• Gereksiz ürün ve yöntem kullanımını önler.

Genel beslenme önerileri ve rastgele takviyeler, saç dökülmesi tedavisi için tek başına yeterli değildir. Saç derisine özel profesyonel yaklaşımlar gereklidir.

“Saç ekimi saç kaybını durdurur.”

Yanlış.

Saç ekimi yalnızca dökülmüş alanları yeniden yapılandırır. Mevcut saç dökülmesini durdurmaz.

Bu nedenle saç ekimi sonrasında:

• Dökülme karşıtı tedaviler sürdürülmeli

• Mevcut saç köklerini güçlendiren protokoller uygulanmalıdır

Sonuç: Saç Kaybı Çok Boyutlu Bir Sorundur

Saç dökülmesi tek bir nedenle ortaya çıkmaz ve tek bir yöntemle kalıcı olarak çözülemez.

Başarılı sonuç için:

• Doğru analiz

• Kişiye özel tedavi planı

• Saç derisi ve genel sağlığa birlikte odaklanan bütünsel yaklaşım

gereklidir.

Unutmayın: Saç kaybında doğru bilgi, doğru sonuç demektir.